ein Bild ein Bild

Güney Köyü İspir Erzurum  
 
  Dini Bilgiler 02.02.2025 12:11 (UTC)
   
 

VEDA HUTBESI

 

"Ey insanlar!

"Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha bulusamiyacagim.

 

"Insanlar!

"Bugünleriniz nasil mukaddes bir gün ise, bu aylariniz nasil mukaddes bir ay ise, bu sehriniz (Mekke) nasil

mübarek bir sehir ise, canlariniz, malariniz, namuslariniz da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden

korunmustur.

"Ashabim!

 

"Muhakkak Rabbinize kavusacaksiniz. O'da sizi yapti olayi sorguya cekecektir. Sakin benden sonra eski

sapikliklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayiniz! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,

bulunmayanlara ulastirsin. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunlari daha iyi anlayan birisine ulastirmis

olur.

 

"Ashabim!

"Kimin yaninda bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her cesidi kalidirilmistir. Allah

böyle hükmetmistir. Ilk kaldirdigim faiz de Abdulmutallib'in oglu (amcam) Abbas'in faizidir. Lakin

anaparaniz size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme ugrayiniz.

Rabia'nin kan davasidir.

"Ashabim!"

"Dikkat ediniz, Cahiliyeden kalma bütün adetler kaldirilmistir, ayagimin altindadir. Cahiliye devrinde güdülen

kan davalari da tamamen kaldirilmistir. Kaldirdigim ilk kan davasi Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin

 

 

"Ey insanlar!

"Muhakkak ki, seytean su topraginizda kendisine tapinmaktan tamamen ümidini kesmistir. Fakat siz bunun

disinda ufak tefek islerinizde ona uyarsaniz, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak icin bunlardan da

sakininiz.

 

"Ey insanlar!

"Kadinlarin haklarini gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanizi tavsiye ederim. Siz kadinlari, Allah'in

emaneti olarak aldiniz ve onlarin namusunu kendinize Allah'in emriyle helal kildiniz. Sizin kadinlar üzerinde

hakkiniz, kadinlarin da sizin üzerinizde hakki vardir. Sizin kadinlar üzerindeki hakkinizi; yataginizi hic

kimseye cignetmemeleri, hoslanmadiginiz kimseleri izininiz olmadikca evlerinize almamalaridir. Eger

gelmesine müsade etmediginiz bir kimseyi evinize alirlarsa, Allah, size onlarin yataklarinda yalniz

burakmaniza ve daha olmasza hafifce dövüp sakindirmaniza izin vermistir. Kadinlarin da sizin üzerinizdeki

haklari, mesru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

 

"Ey mü'minler!

"Size iki emanet burakiyorum, onlara sarilip uydukca yolunuzu hic sasirmazsiniz. O emanetler, Allah'in kitabi

Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.

 

"Mü'minler!

"Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslümanin kardesidir ve böylece bütün Müslümanlar

kardestirler. Bir Müslümana kardesinin kani da, mali da helal olmaz. Fakat malini gönül hoslugu ile vermisse

o baskadir.

 

"Ey insanlar!

"Cenab-i Hakk her hak sahibine hakkini vermistir. Her insanin mirastan hissesini ayirmistir. Mirasciya vasiyet

etmeye lüzüm yoktur. Cocuk kimin döseginde dogmussa ona aittir. Zina eden kimse icin mahrumiyet vardir.

Babasindan baskasina ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden baskasina intisaba kalkan köle, Allah'in,

meleklerinin ve bütün insanlarin lanetine ugrasin. Cenab-i Hakk, bu gibi insanlarin ne tevbelerini, ne de adalet

ve sehadetlerini kabul eder.

 

"Ey insanlar!

"Rabbiniz birdir. Babaniz da birdir. Hepiniz Adem'in cocuklarisiniz, Adem ise topraktandir. Arabin Arap

olmayana, Arap olmayanin da Araap üzerine üstünlügü olmadigi gibi; kirmizi tenlinin siyah üzerine, siyahin

da kirmizi tenli üzerinde bir üstünlügü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadir. Allah yaninda

en kiymetli olaniniz O'ndan en cok korkaninizdir.

"Azasi kesik siyahî bir köle basinza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'in kitabi ile idare ederse, onu

dinleyiniz ve itaat ediniz.

"Suclu kendi sucundan baskasi ile suclanamaz. Baba, oglunun sucu üzerine, oglu da babasinin sucu üzerine

suclanamaz.

"Dikkat ediniz! Su dört seyi kesinlikle yapmaycaksiniz:

  • Allah'a hicbir seyi ortak kosmayacaksiniz.

  • Allah'in haram ve dokunulmaz kildigi cani, haksiz yere öldürmeyeceksiniz.

  • Zina etmeyeceksiniz.

  • Hirsizlik yapmayacaksiniiz..

"Insanlar Lâilahe illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri

zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari ise Allah'a aittir.

"Insanlar!

"Yarin beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?"

Saheb-i Kiram birden söyle dediler:

"Allah'in elciligini ifa ettiniz, vazifenizi hakkiyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatta bulundunuz, diye

sehadet ederiz!"

Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) sehadet parmagini kaldirdi, sonra da cemaatin üzerine cevirip indirdi ve söyle buyurdu:

"Sahid ol, yâ Rab!

Sahid ol, yâ Rab! Sahid ol, yâ Rab!"

4 DİN 

4 Hak Dinin Kemale Ermesi 

4 İSLAM'A GİRİŞ 

4 İSLAM'I ÖĞRENME 

4 İSLAM'I YAŞAMA 

4 İSLAM'I TANITMA: 

4 İSLAM DİNİ HAKKINDA BAZI TEMEL BİLGİLER 

4 İSLAM AHLAKI 


İSLAM TARIHI
1 - Asr-ı Saadet 
2 - Orta çaĝ
3 - Selçuklu tarihi

4 - Osmanlı tarihi

5 - Yakın tarih

6
- Mezhepler tarihi
7
- Muhtelif konular

DİN NEYE DENİR?

Din, Allahu Teala tarafından konulmuş ilahi bir kanun olup, akıl sahiblerini kendi istekleri ile her iki cihanda huzura kavuşturan ilahi bir nizam dır.

Dinler üç kısma ayrılır

Hak din, muharref din ve batıl din. Bu dinlerin içinde hak dinden başka hiç biri geçerli değildir. Çünkü hak din diğerleri gibi uydurma ve değiştirilme değildir. İslam dini hak dindir.

İslam dinin özelliği dünyada huzur ahirette ise eminliktir. Bu din Adem Aleyhisselam’dan Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselam’a kadar olan bütün peygamberlerin dinidir.

Bütün peygamber gönderildikleri kabilelerini İslam dininin temel inancında olduğu gibi bir olan Allah’a ibadet etmeyi tebliğ etmişlerdir.

İslam dini kendinden önceki dinlerin hükmünü kaldırmış ve kıyamete kadar geçerli olan dindir. Bu Allah katında da böyledir.

İslam dinin diğer dinlerden olan özelliği, onun son din olması, bütün insanlığa gönderilmiş olmasıdır.

Dinimiz her akıllı insanın uyacağı ve rahatlık la kurallarını uygulayacağı bir dindir.

Bu dinde zorluk va aşırıcılık yoktur. İslam dininde yolculara, hasta olanlara, gücü yetmeyen yaşlılara kolaylık tanınmıştır.

İslam dini sevgi, huzur ve barış yanlısı olan bir dindir.

Dinimiz; İman, Amel, ve Ahlak olmak üzere üç kısımdır.

İman; Allah’tan Peygamberimize gelen her şeyi tasdik etmektir.

Amel: İnanılanla amel etmektir.

Ahlak: İnsanın tabiatına yerleşen huylardır. Bu huyların en güzel olanı en makbul olanıdır.

İslam’da şer’i hükümlerin dört ana kaynağı vardır ki bunlar şunlardır:

Kitap: Allah tarafından peygamberimiz Mu-hammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e vahiy yoluyla 23 se nede indirilen ve günümüze kadar bir harfi bile bozulmadan gelen Kuranı Kerim’dir. İslam dinininde bütün hükümler ona dayanılarak verilir.

Sünnet: Peygamber Efendimizin mübarek sözleri işlemiş olduğu şeylerdir.

İcma: Peygamberimizden sonra Ashabı Kiram’ın ve sonra gelen asırlarda yetişen islam müc tehidlerin birleştiği meselelerdir.

Kıyas: İllet benzerliği sebebiyle sabit olan bir hükmü ayet ve hadisle sabit olmayan, başka bir hükümle kıyaslamaktır.

İMAN

İman: Sözlükte inanmak ve tasdik etmek manalarına gelir.

Şeriatta ise; Peygamberimizin (Sallallahu aley hi ve sellem) Allah’tan getirdiği bütün meselelere kalb ile tasdik dil ile ikrar etmektir.

İnanç yönünüden insanlar, Mü’min, Kafir, Münafık olamak üzere üç kısma ayrılırlar.

Mümin: Allah’ın varlığı ve birliği başta olmak üzere, Peygamberimiz’e ve onun getirdiği her şeye inanan ve inandığını ikrar eden kimseye denir.

Kafir: İnanmayan ve inanmadığını söyleyen kişiye denir.

Münafık: Kalbi ile inanmayan fakat dili ile inandığını söyleyen kişiye denir.

İmanın sahih ve kabul olması için bir takım şartlar gereklidir bunlar:

Şüphe halinde olmamak, dini hükümlerle alay edip hafife almamak, dalga geçmemek, inkar sözleri ve davranışlarda bulunmamaktır.

İmanın olması için ilk söylenecek söz Kelime-i Şe hadettir.

Bu sözü:

Eşhedü en lâ ilâhe illellâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlüh
(Ben şahitlik ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur; yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve rasulüdür)

demeyen müslüm olmaz.

İmanın şartları 6’dır.

Allah’a inanmak

Allah’ın meleklerine inanmak

Allah’ın kitaplarına inanmak

Allah’ın peygamberlerine inanmak

Ahiret gününe inanmak

Kadere; iyilik ve kötülüğün Allah’ın yaratması ile olduğuna inanmak

Her aklı başında olan insanın yaratıcısını tanı mak ve ona inanmak farzdır.

İnsan için evvela kendi varlığından başlayarak kainatın tamamını, göklerde ve yerde var olan şeyleri ibretle büyük bir dikkatle düşünüp incelemesi, bunları yaratan büyük bir gücün oldu ğunu idrak etmesi için yeter.

Herşeyin yaratılışında büyük bir incelik harukulade bir dengelik vardır. Kulluk görevimizin gereği yaradanımızın varlığı bilmek, sıfatlarını ve isimlerini tanımak ve o şekilde inanmaktır.

Allah birdir. Başlangıcı ve sonu yoktur. Allah yarattıklarında hiç birine benzemez. Allah’a bu şekil inanan gerçek imanın değerini kazanır.

Allah’ın sıfatları 14 tanedir.

Vücud:

Var olmak demektir. Allahu Teala vardır ve sıfatlarıyla muttasıftır. Şu kainatın yaratıcısı vacib-ül vücuddur. Onun var olması zatidir, ezeli dir, ebedidir.

Vacibül vücüd olan bir Allah olmasaydı, hiç bir şey olmazdı. Ve Allah için yokluk düşünülemez.

Kıdem:

Ezeli olmak. Evveli bulunmamak. Her işin başlangıcı her şeyin evveli vardır. Fakat bu durum Allah için geçerli değildir. Çünkü onun varlı ğı vacibdir ve kendindendir.

Beka:

Allah’u Teâla bakidir. Her var olan şeyin sonu vardır, yalnız Allah’ın varlığının sonu yoktur. Kıdem’i sabit olan her şeyin bekası vacibdir. Varlığının başlangıcı olmadığı gibi nihayeti de yoktur.

Vahdaniyyet:

Allah’ın bir olması demektir. Tektir eşi ve benzeri yoktur. Allah bir dir doğmamış ve doğurulmamıştır. Eşi, ortağı, benzeri yoktur. Akıl ile düşünen insan bunu bilir ve anlar.

Allah’ın birliğiyle beraber rızık verenin o olduğuna, öldürenin ve dirilteninde o olduğuna inanmak lazımdır. Ondan başkasına tapınmak, ilah tutup boyun eğmek küfürdür.

Muhalefetün lil havadis:

Allah’u Teâla gördüklerimizden, hatırımıza gelecek şeylerden ne zatı nede sıfatları bakımından hiç birine benzemez.

O, herşeyden başkadır. Bizim hatırımıza gelecek olan şeyler mümkündür, sonradan yaratılmış tır yok olmaya mahkumdur. Bundan dolayı zatı ve sıfatları bakımından hiç bir şeye benzememek Allah’ın zati sıfatlarındandır.

Kıyam bi nefsihi:

Allah’ın varlığı kendindendir. Varlığı için baş ka bir şeye muhtaç değildir. Zamandan, mekandan, yönden beridir. Ne zamana ne de bir yardım cıya muhtaç değildir bilakis alemde ki her şey ona muhtaçtır.

Hayat:

Diri olmak. Allah ebedi bir hayat ile diridir. O Yegane ölmeyen diridir.

İlim:

Allah her şeyi bilir. O, olmuşu, olanı, olacağı her şeyiyle bilir. Onun için hiç bir şey gizli kalmaz. Onun ilmi bütün alemi kuşatmıştır.

Semi:

İşitmek. Allah her şeyi işitir. Ona uzaklık engel değildir. O uzak bir yerde yürüyen karınca nın ayak sesini, bitkilerin zikrini dahi işitir.

Basar:

Görmek. Allah herşeyi görür. Karanlık ona tesir etmez.

İrade:

Dilemek. Allah diler, dilediğini yapar ona kimse karışamaz niye böyle yapmış neden böyle yaratmış diye soramaz. Dünyada olan herşey onun dilemesi ile olmuştur. O dilemese bir yaprak bile kıpırdamaz.

Kudret:

Gücü yetmek. Güç Allah’ındır. Onun sonsuz gücü herşeye yeter. Onun gücünün en büyük örneği, yerleri, gökleri, dağları, taşları yoktan var etmesidir.

Kelam:

Söylemek. Onun sözü Kur’anı Kerimdir.

Tekvin:

Yaratmak demektir. Onun ol demesiyle her şey olur. Kainatta her şeyi yaratan odur.

Tekvin sıfatının kolları:

İhya:

Diriltmek. Allah dileğini anında diriltir.

İmate:

Öldürmek. Allah dilediği an dilediğini öldürürür.

Tahlik:

Yaratmak. Allahın ol demesi ile her şey anın oluverir.

Terzık:

Rızıklandırmak. Rızkı veren ancak Allah’dır.

Meleklere İman

Melekler nurani varlıklar olup tamamen Allah’ın emri üzere harekat ederler. Onlar yemezler, içmezler, evlenmezler, günah işlemezler.

Melekler var olup görünmeyen varlıklardır. İnsan aklını, ruhunu, havayı, rüzgarı göremediği gibi melekleri de göremez.

Her meleğin kendine ait işi vardır. Bazısı daima Allah’ı zikr ederler. Bazıları insanları tehlike lerden korur, dar zamanlarında müminlere yardım ederler.

Meleklerin büyükleri denilen dört büyük melek vardır bunlar görevleriyle birlikte şunlardır.

Cebrail: Meleklerin en büyüğüdür. Görevi ise Allah ile Peygamberleri arasında elçilik yapmaktır. Kur’anı Kerimi Peygamberimize o getirmiştir.

Mikail: Tabiatla ilgilenir. Yağmurların yağması, rüzgarın esmesi, ekinlerin bitmesi ile görevlidir.

İsrafil: Sura üfürmekle vazifelidir. Üfürdüğü an dünya hayatı bitecek ahiret hayatı başlayacaktır.

Azrail: Ömrü sona erenlerin canını almakla vazifelidir.

Bu meleklerden başka birde Kiramen Katibin dediğimiz iki melek daha vardır ki bunlardan biri sağ yanımızda bir diğeri ise sol yanımızda bulunur ve sağ taraftaki işlediğimiz iyi amelleri sol taraftaki de işlediğimiz kötü işleri yazar. Bu yazılan deftere amel defteri adı verilir.

Münker ve Nekir adında iki melek daha vardır ki bunlar kabirde insanlara soru sormakla görevlidir.

Kitablara İman

Kitablar Peygamberlere vahiy yoluyla gelir.

Vahiy: Sözlükte kelam, ilham, bir şeyi harf harf bildirmek manalarına gelir.

Şeriatta ise; Allah, dilediği hükümleri Peygamberine vahiy, rüya, ilham veya melek vasıtasıyla bildirmesidir.

Kitablar ilahi emirleri, yasakları bildirir. İnsanlara Cennet yolunu gösterir ve onları kötülükten men eder. Adem Aleyhisselam’dan Peygambe rimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)e kadar gelen bütün peygamberlere gönderilen kitablara inanmak iman etmenin şartlarındandır. Bu kitabların dördü büyük kitab yüzü ise suhuftur. Toplam 104 tanedir.

Tevrat: Musa Aleyhisselam’a

Zebur: Davud Aleyhissealm’a

İncil: İsa Aleyhisselam’a

Kuranı Kerim: Reygamberimiz Muhammed (Sallallahu aleyhi vesellem) e indirilmiştir. Bunlar dört büyük kitabtır. Suhuf olanlar ise:

10 sahife Adem Aleyhisselam’a

50 sahife Şit Aleyhisselam’a

30 sahife İdris Aleyhisselam’a

10 sahifede İbrahim Aleyhisselam’a gönderilmiştir.

Kuranı Kerim

Kuranı Kerim, 610 yılında, Ramazan ayında, pazartesi gecesi, Hira dağındaki, Hira isimli mağarada nazil olmaya başlamıştır.

İlk inen ayetler, Alak süresinin ilk beş ayetidir. Kura’nın en son inen ayeti ise Bakara süresinin 281. Ayetidir.

Kur’an zulmet içinde boğulan insanlığa birlik ve beraberliği getirmiş, gönülleri huzura, vicdanları rahata kavuşturmuştur. İnsanlara şeref kazan dırmış, mutlu bir hayat yaşamayı öğretmiştir.

Hükümleri her asırda geçerlidir. Onun bir har fini bile hiç kimsenin değiştirmeye gücü yetmeyecektir. O öyle muazzam bir kitabtır ki kendinden önceki kitabları içine alıp insanlığa saadet yollarını açmıştır.

Kuranı Kerimin, değişmeyecek tek kitab olması, kıyamete kadar geçerli olan son kitab olma sı, bütün alemlere gönderilmiş olması onun başlı ca özelliklerindendir.

Kuran parça parça indirilmiş ve o şekil ezber lenmiştir. Peygamberimizin vefatından sonra halife olan Hazreti Ebu Bekir’in emriyle Zeyd bin Sabit onu bir araya getirmiştir.

Kuran çok şerefli bir kitabdır. O’na hürmet etmek, sevgi ve saygı göstermek her müslümana borçtur. O kendisine hürmet edene, emirlerini tutana yarın ahirette şefaatçi olacaktır.

Peygamberlere iman

Peygamberler, Allah tarafından seçilen temiz, dürüst, asil ve zeki insanlardır.

Onlar, Allah’tan aldıkları emirleri hiç çekinmeden, usanmadan insanlara bildirirler.

Peygamberler olmasa insanlar nasıl ibadet edeceklerini bilemezler. Bu yüzden Allah onlara kendi içlerinde peygamber göndermiş ve onları mucizelerle kuvvetlendirmiştir.

İlk Peygamber, ilk insan olan Adem Aleyhisselam’dır. Son Peygamberde Muhammed (Sallallahu aleyhi vesellem) dir.

Gönderilen peygamberlerin sayısı belli değildir fakat Kuran’da 28 peygamber zikr edilmiştir. Bunlar şunlardır:

Adem Aleyhisselam, İdris Aleyhisselam, Nuh Aleyhisselam, Hud Aleyhisselam, Salih Aleyhisselam, Lut Aleyhisselam, İbrahim Aleyhisselam, İsmail Aleyhisselam, İshak Aleyhisselam, Yakup Aleyhisselam, Yusuf Aleyhisselam, Şuayb Aleyhis selam, Musa Aleyhisselam, Harun Aleyhisselam, Davud Aleyhisselam, Süleyman Aleyhisselam, İlyas Aleyhisselam, Elyesa Aleyhisselam, Zekeriy ya Aleyhisselam, Yahya Aleyhisselam, İsa Aleyhis selam, Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem.

Diğer üç isim ki bunlar Üzeyr, Lokman, Zülkarneyn’dir. Fakat bunların peygambermi velimi oldukları belli değildir.

Peygamberler bizim gibi insanlardır. Onlarda her beşer gibi yer, içer, uyur, acıkır, susar.

Peygamberler güzel ahlak sahibi olan, temiz kalbli, kötülük düşünmeyen kişilerdir. Onlar son derece temiz ve asil bir soydan gelirler.

Allah gönderdiği peygamberlerine birde muci ze vermiştir ki bu mücizeler o Peygamberin peygamber olduğunun isbatı içindir.

Veli kullarında gösterdikleri olağanüstü şeylerede keramet denir.

Peygamberimizin mücizelerinden en büyüğü Kur’anı Kerim’dir. Devamla; Miraç (göğe yükselme) mücizesi, ayı eli ile ikiye yarma olayı ve geçmişten ve gelecekten verdiği her haber. Bunlar peygamberimizin mücizelerinden bir kaçıdır.

Bizim Peygamberimizin diğer peygamberlerden özelliği:

Peygamberimizin İnsanlara ve cinlere gönderilmesi, yeryüzünün kendisine mescid kılınması, savaşta düşman tarafından bırakılan ganimet adı verilen malın peygamberimize helal olması, gönderilen peygamberlerin en sonuncusu olması, ağaçların ve yaşların kendisine selam vermesi ve daha nice şeyler onun özel olmasıdır.

Ahiret gününe İman
Ahiret günü; bu dünya hayatının bitip her can lının yaptıklarından hesab vermek için tekrar diriltileceği gündür. O günde ameller tartılacak, sırat köprüsü kurulacak, amel defterleri verilecek, iyilik yapan mükafatlandırılacak, kötülük ya panda cezasını bulacaktır. Bu durumda iyiler cennette, kötüler cehenneme girecektir.

Ahiret gününü inkar eden iman şartlarından birini inkar ettiği için kafir olur.

Kaza ve Kadere İman

Allah’ın ezelden ebede kadar, olmuş ve olacak olan şeylerin hepsini takdir etmesine kader denir.

Kaza ise, Allah tarafından ezelde bilinen ve takdir edilen şeylerin zamanı gelince ezeldekine uygun olarak gerçekleşmesine denir.

İmanın şartları âmentü ibaresinde toplanmıştır.

Amentü şudur.

Manası:

Ben Allahu Teâla’ya, Meleklerine, Kitabları-na, Peygamberlerine, Ahiret gününe, Kadere; yani iyilik ve kötülüğün, Allahın yaratması ile oldu ğunu inandım.

Öldükten sonra dirilmek haktır ben şahidlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şahitlik ederimki Hazreti Muhammed onun kulu ve Peygamberidir.

İbadet nedir?

İbadet, Allah’ın emirlerini yerine getimek ve yasaklarından kaçınmaktır.

İbadet beden ile yapılırki bunlar, namaz kılmak, oruç tutmaktır. Mal ile yapılan ibadetler ise zekat vermek ve kurban kesmektir. Hem mal hemde beden ile yapılan ibadetler vardır. Hac’da böyle bir ibadettir.

Yapılan ibadetler yalnız Allah içindir. Allah rızası gözetilmeyen bir ibadetten hiç bir sevab ha sıl olmaz. İbadetler ruhumuzun gıdasıdır.

İSLAM

İslam, itaat ve teslimiyet demektir. Muhammed (Sallallahu Aleyhi vesellem) in Allah’ın emriy le insanlara bildirdiği dine İslam dini denir. Bu dinin mensubunada Müslüman denir.

İslam dininin beş şartı vardır.

Kelime-i şehadet getirmek.

Namaz kılmak.

Oruç tutmak.

Zekat vermek.

Hacca gitmek.


Diniyle mükellef olan insanın öncelikle akıllı olması, müslüman olması ve baliğ olması gerekir.

Mükellefle ilgili hükümler

Farz

Dinimizce yapılması gereken ve kesinlikle emr edilen şeye Farz denir. Farzın işlenmesine sevap, terkinde ise azab vardır. Farzı inkar eden dinden çıkar. Farz ikiye ayrılır.

Her mükellefin kendi yapması gereken farz demektir. 5 vakit namaz gibi.

Farzı kifaye: bazı mükelleflerin yapması ile, diğerlerinden düşen, yapmak mecburiyeti kalkan farzlardır. Cenaze namazı kılmak gibi.

Vacib

Farz kadar kesin olmayıp, kuvvetli bir delil ile yapılması emr edilen şeye vacib denir. Vacibi yapan sevab kazanır. İnkar eden ise günahkar olur.

Sünnet

Farz ve vacibden başka, Peygamberimiz’in yaptığı şeye sünnet denir.

Müstehab

Şevilmiş şey demektir. Peygamberimiz’in bazen yapıp bazen terk ettiği şeye denir.

Mubah

Yapmak ve yapmamakta serbest olunan şeye denir.

Haram

Dinimizde yapılması kesin olarak yasaklanan şeye denir. Haramı işleyen azaba uğrar, inkar eden dinden çıkar, haramı terk eden sevab kazanır.

Mekruh

Yapılması çirkin görülmüş şeylerdir.

Müfsid

Başlanmış olan ibadeti bozan şeye denir. Namazda gülmek ve oruçlu iken yemek ve içmek gi bi.

TAHARET

Lügatta temizlik manalarına gelir.

Şeriatta ise; Hadesden ve pislikten bedeni temizlemektir. İslam dini temizliğe çok önem ve rir. Her ibadete önce temizlikten başlanır.

Temizlik yani taharet iki çeşittir

Hükmi taharet: Abdestsizliği ve cünüblüğü gidermektir. Buna hadesten taharet denir. Abdest, gusül, teyemmüm gibi.

Hakiki taharet: Kirli ve pis şeyleri yıkayıp gidermek. Buna da necasetten taharet denir.

Abdest: Temizlik, paklık demektir.

Şeriatta ise: yüzü, kollarla beraber iki eli ve topuklarla birlikte iki ayakları yıkamak, başı mesh etmektir.

Abdestin farzları dörttür.

Yüzü bir kere yıkamak.

Kolları, dirseklerle beraber bir kere yıkamak.

Başın dörtte birini mesh etmek.

Ayakları, topuklarla beraber bir kere yıka mak.

Bu farzlardan birisi eksik olursa, abdest sahih değildir.

Abdest alırken niyet etmek, eûzü ile başlamak, elleri bileklere kadar yıkamak, ağıza ve bur na üç kere su vermek abdestin sünnetlerindendir.

Kıbleye yönelerek yüksek bir yerde abdest almak, başkasından yardım istememek, dünya kela mı konuşmamak, her azasını yıkarken Bismillah demek, abdestin edeblerindendir.

Abdestin mekruhları ise:

Abdest suyunu israf etmek, suyu yüzüne çarp mak, konuşmak, ihtiyacı olmadığı halde başka sından yardım istemektir.

Vücudun her hangi bir yerinden kan, irin ve su çıkması, ağız dolusu kusmak, yellenmek, bu gibi durumlarda abdest bozulur.

Abdesti olmayanlar, namaz kılamazlar, kurana el süremezler, tilavet secdesi yapamazlar.

GUSÜL

Bedenin tamamını yıkamak demektir. Guslün farzı üçtür.

Mazmaza: Ağıza bolca su verip çalkalamak.

İstinşak: Burna su verip genize kadar çekmek.

Bütün bedeni iğne tepesi kadar kuru yer bırak maksızın yıkamak.

Niyet etmek, elleri yıkamaya başlarken besmele çekmek, kıbleye yönelmek, uzuvları ovalamak, kimsenin görmeyeceği yerde yıkamak, konuşmamak guslün sünnetlerindendir.

Cünüblük hali (cima etmek gibi), ihtilam olmak, hayız halinin bitmesi, nifas halinin sona ermesi bu durumlarda gusül gereklidir. Bu halde olanlar gusül yapmadıkça, namaz kılamazlar, ku ran okuyamazlar el dahi süremezler, kabe’yi tavaf edemezler.

TEYEMMÜM

Niyet ederek, temiz toprak ve toprak cinsin den olan bir şeye, ellerini vurup yüzüün ve kolla rını mesh etmeye denir.

Gusül alması gereken kişi su bulamadığında teyemmüm etmesi de gusül yerine geçer.

Teyemmümün farzı ikidir.

Niyet etmek, elleri temiz bir toprağa veya toprak cinsinden bir şeye iki defa vurup birinci vuruşta yüzü, ikinci vuruşta kolları mesh etmektir.

Besmele çekmek, sırayı gözetlemek, toprağa vurunca elleri evvela ileri sürmek ve sonra geri çekmek, parmakları açık bulundurmak teyemmü mün sünnetlerindendir.

Teyemmüm şöyle yapılır:

Kollar sıvanır ve ne için teyemmüm edilecek se ona niyet edilir. Parmaklar açık olarak eller te miz bir toprağa yada toprak cinsinden olan herhangi bir şeye bir kere vurulur. Eller tozlanmış is yan yana getirilerek birbirine yavaşca vurulup tozlar silkelenir.

Eller tekrar toprağa vurulup sol elin içi ile dir sekle beraber sağ kol, sağ elin içiylede dirsekle beraber sol kol sığanır.

Ancak teyemmüm abdest veya gusül alacak kadar temiz su bulunmazsa, su olduğu halde kullanılması mümkün değilse, yara olan bedene su kullanmak zararlı ise bu durumlarda yapılır.

NAMAZ

Namaz islam dininin beş temelinden ve en gözdelerindendir. İslam dini namaz üzerine bina edilmiştir. O yüzden kişinin namazı sakat olursa dinide o derece sakat olur.

Namazı Allahu Teala Mirac gecesi Peygamberimize (Aleyhisselam) teselli olarak lutf etmiştir. Peygamberimiz (Aleyhisselam) namaz kıldığında o huzuru bulmuş ve onun içinde Namaz ‘Müminin Miracı’dır’ buyurmuştur.

Namaz müminin alametidir. Namaz ancak Allah rızası için, verdiği sayısız rızıklara şükür için kılınır.

Namazlar üç çeşittir:

Farz namazlar: Beş vakit farz namazı ile, cuma ve cenaze namazıdır.

Vacib namazlar: Vitir namazı, Ramazan bay ramı namazı, Kurban bayramı namazı.

Nafile namazlar:

Farz ve vacib den başka kılınan namazlara nafile namaz denir.

Namazın farzı on ikidir:

Bunların altısı namazın dışından altısıda namazın içindendir. Namazın sahih olabilmesi için şu şartların olması gerekir. Dışındakiler yani namaza başlamadan önceki şartlar:

Hadesten taharet:

Manevi kiri gidermek için, abdest almak, gerekli hallerde, gusül yapmaktır.

Necasetten taharet:

Bedende veye elbisede veya namaz kılacağı mekanda olan pislikleri gidermektir.

Setri avret:

Vucüdunda örtmesi gereken yerleri örtmesi-dir. Bu örtülmesi gereken yerler, erkeklerin göbek ile diz kapağı arasının (diz kapağı da dahil) örtmesidir. Kadınların ise bütün vucudunu ört-mesi gerekir.

İstikbali kıble:

Kıble’ye yönelme. Namaz kılacak kişinin kabe’ye doğru yönelmesidir.

Vakit:

Namazları vakti girince kılmaktır. Aksi takdirde sahih olmaz.

Niyet:

Hangi namazı kılacağını bilmek ve ona niyet etmek.

Namazın içindekiler:

İftitah tekbiri:

Namaza başlarken Allahu Ekber demek.

Kıyam:

Namazda ayakta durmak.

Kıraat:

Namazda, ayakta iken, biraz kuran okumak demektir.

Rukû:

Namazda, ellerin diz kapağına erişecek kadar eğilmesi demektir.

Sücud:

Ayaklar, dizler ve ellerle beraber alnı ve burnu yere koymak demektir.


Kade-i ahire:

Ettehiyyâtü okuyacak kadar namazın sonunda oturmak.

Tüm bu saydıklarımız namazın farzlarıdır.

Namazın vacibleri

Allahu Ekber diyerek başlamak, fatihayı tama mıyla okumak, farz namazların iki rekatın da fatihadan sonra bir küçük sure veya üç kısa yada bir uzun ayet okumak, fatihayı sureden önce okumak, secdede burnunu alnı ile beraber yere koymak, iki secdeyi birbiri ardınca yapmak, kıyamda iken dosdoğru durmak, rükuda iken dümdüz durmak, rükudan kalkınca beli iyice doğrultmak ve ‘Sübhanellah’ diyecek kadar öyle ce durmak, secdeden kalktığında iki secde arasın da ‘Sübhanellah’ diyecek kadar oturmak, üç ve dört rekatlı namazlarda ikinci rekattan sonra oturmak, ikinci rekattan sonra veya selam vereceği vakit oturduğunda Ettehiyyatü’yü okumak imama uyan kimsenin susması, vitir namazında kunut dualarını okumak, namazın sonunda selam vermek, namazda yanılırsa sehiv secdesi yap mak, namazda secde ayeti okursa secde etmek.

Namazın sünnetleri:

Namaza başlarken alınan tekbirde el kaldırmak.

İmama uyan kimsenin iftitah tekbiri, imamın iftitah tekbirinden sonraya kalması ve imamın tekbirine yakın olması.

İftitah tekbiri alır almaz el bağlamak.

Sübhaneke okumak.

(Tek kılan) ilk rekatta sübhaneke okuduktan sonra Eüzü Besmele çekmek.

(Tek kılan) diğer rekatlarda Fatihadan evvel yalnız besmele çekmek.

Sübhaneke ve Eüzü Besmeleyi içinden okumak.

Fatiha’nın sonunda, okuyan ve işiten içinden Amin demek.

Rüküya eğilirken Allahu Ekber demek.

Rüküda üç kere Sübhane Rabbiyel Azim demek.

Rükudan kalkarken Semiallahu limen hamideh demek.

Kıyamda iken iki ayak arası açık olmak.

Rükuda elleriyle dizlerini tutmak.

Secdeye varırken evvela dizlerini, sonra elleri ni, daha sonra yüzünü yere koymak.

Namazı şu şeyler bozar:

Konuşmak, bir şey yemek veya içmek, kendi işiteceği sesle gülmek, selam vermek ve almak, bir şeye üflemek, cevap maksadıyla ayet oku -mak, dünya kelamı (ah, of, vah, öf) söylemek, teyemmümlü olan kişinin suyu görmesi tüm bun lar olursa, namaz bozulur.

Namazda, bedeni ve elbisesiyle oynamak, parmakları çıtlatmak, esnemek, gerinmek, başka sının yanına çıkılmayacak elbiseyle namaza durmak, secdeye varırken elbisesini kaldırmak, okumayı rükuda tamamlamak, bile bile ayet atlamak, gözlerini yummak, secdede özürsüz olduğu halde burnunu yere koymamak, ön saf boşken arka safta durmak, kıble tarafında canlı resmi bulunmak, namazda etrafı gözetlemek, yanan ateşe karşı durmak, herhangi bir şeye dayanarak namaz kılmak, insan yüzüne karşı namaza durmak, bu saydıklarımız namazın mekruhlarındandır.

Sabah namazının kılınış şekli

Niyet ettim Allah rızası için sabah namazının sünnetini kılmaya diyerek kalbten niyet edilir.

Allahu Ekber diyerek tekbir alınır. Sübhaneke okunur, Eüzü Besmele çekilir ardında fatiha ve bir miktar kuran okunur.

Rukuya varılır. Üç kere sübhane Rabbiyel Azim denir, doğrulur. Bu doğruluşta Semiallahu limen hamideh denir. Sonra Allahu ekber diyerek secdeye inilir, üç kere Sübhane Rabbiel âlâ diyerek oturur bu hareket iki kez tekrarlanır.

İkinci rekata kalkılır bu rekatta aynen ilki gibi kılınır. Yalnız son oturuşta Ettehiyyetu ve salli barik duaları okunur, önce sağa sonra sola selam verilir.

Farzların iki rekat olanlarıda böyle kılınır. Dört rekatlı olan razlarda ilk oturuşta sadece ettehiyyatü okunarak tekbir alınır ve ayağa kalkı lır. Bu üçüncü rekatta besmele ile fatiha okunur ve aynı şekilde ruku ve secdeler yapıldıktan sonra tekbir alınarak dördüncü rekata kalkılır. Aynı hal üzere bu rekatta tamamlandıktan sonra oturulur ve ettehiyyatü, salli barik duaları okunarak se lam verilir.

ORUÇ

İslamın beş temelinden biride Ramazan ayında oruç tutmaktır.

Oruç: Niyetlenip tan yeri ağarmaya başladığı zamandan, ta güneş batıncaya kadar yememek, içmemek, cinsi münasebette bulunmamak demektir.

Oruç, müslümana, akıl baliğ olana farzdır.

Altı çeşit oruç vardır.

Farz olan oruç; Ramazan ayında tutulan oruç.

Vacib olan: Adak oruçları ve bozulan nafile oruçlarını kaza etmek.

Sünnet olan oruçlar: Muharrem ayının dokuz ve onuncu veya on ile on birinci günleri oruç tutmak.

Müstehab olan oruç: Pazartesi perşembe günleri ile, şevval ayının ilk altı günü oruç tutmak müstehabtır.

Mekruh oruçlar: Yalnız cuma ile cumartesi günü ile muharremin onuncu günü tutulan oruç.

Haram olan oruçlar: Ramazan bayramının birinci günü ile kurban bayramının dört günü oruç tutmak haramdır.

Oruçlu olduğunu bilerke yemek yemek, cinsi ilişkide bulunmak, sigara içmek oruçu bozar ve keffaret gerektirir.

Keffaret: bozulan bir günlük Ramazan orucu yerine altmış gün oruç tutmak.

Kaza: bozulan oruçun yerine gününe gün oruç tutmak.

Unutarak yemek yemek, ağızdan gelen balgamı yutmak, boğazına toz girmek, dişleri arasında sahurdan kalan nohut tanesinden küçük olan şeyi yutmak, kendi elinde olmadan kusmak, kan aldır mak, sürme çekmek bunlar oruçu bozmaz.

Orucu bozan ve kaza gerektiren şeyler:

Çiğ olsa bile pirinç yemek, yemek yemesi adet olmayan bir şeyi yutmak, çok fazla tuz yemek, taş, demir, toprak yutmak, burnuna ilaç çek mek, kulağın içine su damlatmak, unutarak yedikten sonra orucu bozuldu sanıp yemek, bunlar veya buna benzer şeyler oruçu bozar ve kaza gerektirir.

ZEKAT

Zekat, sözlükte temizlik ve bereket manalarına gelir.

Şeriatta ise: Nisab miktarı mala ve paraya sa hib olan müslümanın malının kırkta birini muhtaçlara vermesi demektir.

Zekat vermek zengin müslümanlara farzdır.

Zekatı, müslüman olan, hür olan, akıllı olan, ergenlik çağına gelmiş olan, zengin olan kişiler, müslüman fakirlere, işçilere, yolda kalmış yolculara, memleketinden uzak gurbette parasız kalan kişilere verir.

Zekat, anaya, babaya, büyük ana ve büyük babalara, oğluna, oğlunun çoçuklarına, kızına ve kızının çocuklarına, zenginlere, müslüman olmayanlara verilmez.

HAC

Haccın lügattaki tarifi ziyaret etmek demektir.

Şeriatta ki tarifi ise; Kabe’yi ve diğer mukaddes mekanları belirli bir zaman içinde ziyeret etmektir. Hac, hem mal hem de beden yönünden güçü olan ve zengin olan kişiye ömründe bir defa olarak farzdır.

Haccın üç farzı vardır bunlar:

İhram:

Helal olan şeyi kendine haram etmek. Niyet ederek telbiye okur, iki rekat namaz kılar. Bundan sonra hacılara mahsus olan dikişsiz elbiseye, sarıldıkları iki havluya da İhram denir.

Arafatta vakfe:

Arafat Mekke yakınında bulunan dağın adıdır. Hac zamanı bu dağda arefe günü zeval vaktinden bayramın birinci günü fecrin doğuşuna ka dar olan zaman içinde bir an durmak farzdır.

Kabe’yi tavaf:

Kabe’yi ziyeret etmek farzdır. Kabenin etrafında yedi kere dönmekle bir tavaf yapılmış olur.

Farz, vacib, nafile olmak üzere üç çeşit hac vardır.

Farz olan; mükellef olanların ömründe bir ke re hacca gitmeleri.

Vacib olan; Adanan veya başlamışken bozulan haccın yerine getirilmesi.

Nafile olan; Hac ise, tekrar olarak yapılan hacdır.

Safa ile Merve arasında say etmek, müzdelifede durmak, şeytan t
 
 
  ANA MENÜ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 










  MENÜ

  Hava Raporu & Takvim

  Kamu Kurum Siteleri

::TC Kimlik No
::Vergi Kimlik No
::SSK Hizmet Dökümü
::İnternet Vergi Dairesi
::Motorlu Taşıtlar Vergisi
::Telefon Rehberi
::ÖSYM Sınav Sonuçları
::KPSS Sonuçları
::KPDS Sonuçları
::Diğer Sınav Sonuçları
::ÖSYM Sınav Takvimi
::Milli Eğitim Bakanlığı
::Üniversiteler
::Sağlık Bakanlığı
::Emekli Sandığı
::Ssk
::Adalet Bakanlığı
::Emniyet Genel Müdürlüğü
::Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
::Bakanlıklar
::Valilikler
::Belediyeler
::Kaymakamlıklar
::Silahlı Kuvvetler
::Sivil Toplum
::Elçilik - Konsolosluklar
::Avrupa Birliği
::K.K.T.C.
::Turizm
::Son Depremler

  Reklam Kuşağı

AKPEN ALÜMİNYUM DOĞRAMA
DAĞCILAR TİCARET

  Kamu Haberleri